Friday 30 July 2010

Küçük kızlar, minik etekler, faydasız diziler.


Küçük Sırlar diye bir dizi başlamış. Ben sadece ilk bölümüne baktım. Pek boş geldi bana. Aman o onun arkasından bir şey yapıyor, öbürü diğerinin vs (bkz: arkadan kuyu kazmaca)… Zengin- fakir- güzel-çirkin vs diye gruplara ayrılmış insanlar...


Tabii bunlar görünen taraf bir de kamera arkası sorunlar vs var. Birincisi senaristler ufak tefek değişiklik yapmışlar ama dizi ‘Gossip Girl’ isimli diziden alıntı ki sanki bizim senaristlerimizin hayal gücü bu kadar sıkışmış. Yani biz bir şey yapamıyor muyuz, keşke biraz kafa yorsak. Bunun dışında bir yandan da yapımcılar kısa eteklerle, ahlak kurallarıyla uğraşıyor.


Yine senelere değinerek geçmek isterim J… Annemlerin zamanında… (Annemle aramda sadece 19 yaş var. Yani 19 senede neler değişmiş.) Kimse kimsenin etek boyuna karışmazmış. Şimdi herkes ahlak polisi oldu. Yani ne oldu da biz namusu etek boyunda arar olduk. Uzun etek giyildiğinde de çok şey yapılır kimse endişelenmesin. Merakı olan da Mecidiköy’de Cevahir isimli alışveriş merkezinin dışardan otoparkına doğru yürüsün. Ağaçların kenarlarında yiyişenler kediler değil, uzun etekliler. Nereden nereye geldim, konumu da pek bir dağıttım.


Aslında senaryo sıkıntımızı anlatmak isterken iş eteklerimize kadar gitti. Sanırım pek bağlanacak tarafı kalmadı yazının o yüzden ana mesajı verip sonlandırayım madem. Daha faydalı diziler, daha çok emek, daha çok hayal gücü diyorum. Bir de boka sarmasın diziler diyorum, farzı misal; Kavak Yelleri, Yaprak Dökümü…


No comments: